KOSGEB ve Fransız Kalkınma Ajansı işbirliği ile yürütülmekte olan “KOBİ’lerde Enerji Verimliliği Projesi” Bursa Lansmanı,
6 Mayıs 2014 tarihinde Bursa Hilton Hotel’de yapılan etkinlikle gerçekleştirildi.
KOBİ’lerin Enerji Verimliliği konusunda bilinçlendirilmesi ve desteklerden faydalanabilmeleri amacıyla pilot il
seçilen Bursa’da gerçekleştirilen etkinlikte, Bursa Vali Yardımcısı Adnan ÇAKIROĞLU, KOSGEB Başkan Yardımcısı Sn. Tuna ŞAHİN,
KOSGEB Bursa Hizmet Merkezi Müdürü Sn. Ahmet AKDAĞ, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Sn. İsmail KUŞ ve Fransız Kalkınma Ajansı Türkiye Proje Koordinatörü Sn. Eda BAŞGÜL’ün konuşmalarının ardından Enerji Verimliliğinin önemi ve KOBİ’lerdeki durum ile KOBİ’ler için Enerji Verimliliği örnekleri ve KOBİ-ENVER Projesi Bursa pilot çalışması hakkında bilgiler verildi.
Etkinlik sonunda katılımcı KOBİ’ler içinden projeye dahil olmak isteyenlerden önümüzdeki dönemde yapılacak çalışmalar için talepler alındıktan sonra etkinlik sona ermiştir.
KOSGEB Bursa Hizmet Merkezi Müdürü Sn. Ahmet AKDAĞ konuşmalarında Enerji Verimliliği ve KOBİ-ENVER Projesi hakkında şunları belirtti,
Enerji tüketimindeki yükselişin özellikle doğalgaz gibi ülke olarak sahip olmadığımız kaynaklara doğru yoğunlaşması ve uluslararası piyasaların belirlediği fiyat artışlarının ekonomimiz üzerindeki ağır yükü ise, Türkiye’nin en önemli problemleri arasındadır.
Bu bağlamda enerji güvenliğinin arttırılması ve dışa bağımlılığın azaltılması adına;
– Enerji kaynaklarında çeşitlendirme ve yerel kaynakların etkin kullanımı,
– Enerji erişim güzergâhlarının çeşitlendirilmesi ve
– Mevcut enerji kaynaklarının stratejik uygulamalarla verimli kullanımını sağlamak zorundayız.
Enerji verimliliği konusu bir yandan arz güvenliği, ekonomik gelişme ve rekabetçilik, diğer yandan da çevre ve sürdürülebilirlik arasındaki kritik dengenin korunmasında kilit role sahiptir.
Türkiye’nin enerji tüketimi ve arzı ile ilgili rakamlar incelendiğinde görülüyor ki; Dünya’nın birincil enerji tüketimi 2011 yılında 12,3 milyar tep iken Türkiye 114 milyon tep birincil enerji tüketimi ile Dünya’da 23. sıradadır. Birincil enerji üretimi ise tüketiminin sadece %28’ini karşılamaktadır.
Enerjide dışa bağımlılığımız; 1990 yılında %52, 2000 yılında %68 ve 2012 yılında ise %70 olmuştur.
Türkiye 2012 yılında 60 milyar dolarlık enerji ithalatı gerçekleştirmiştir. Bu tutar toplam ithalatın % 25’ini oluşturmaktadır. Türkiye‘nin 2012 yılındaki cari açığının yaklaşık 84 milyar dolar olduğu düşünüldüğünde, bu azımsanmayacak bir miktardır.
Mevcut yönelimlerin sürdürülmesi halinde 2030 yılına gelene kadar enerji tüketiminin bugünkü tüketimin yaklaşık 2 katı olması beklenmektedir.
Stratejik değeri daha da artan enerji verimliliğinin en önemli göstergesi ise; Enerji Yoğunluğudur. Enerji yoğunluğu, 1.000 ABD Doları değerindeki gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) üretimi için ne kadar enerji tüketildiğini ifade etmektedir.
G20 Ülkeleri arasında 2011 yılında yapılan bir araştırma sonucuna göre Türkiye 0,27 enerji yoğunluğu oranı ile 0,10 enerji yoğunluğu oranına sahip Japonya’nın yaklaşık olarak 3 katıdır. Diğer bir deyişle aynı işi yapmak için Japonya’nın üç katı enerji harcamaktayız.
Hâlbuki; enerji verimliliği konusunda yapılan çalışmalar neticesinde binalarda %30, sanayi sektöründe %20 ve ulaştırma sektöründe %15 oranında olmak üzere, Keban Barajı’nın yıllık elektrik üretimine eş değer düzeyde ve yaklaşık 7,5 milyar TL değerinde enerji tasarruf yapılabilir.
Sanayi sektöründe yapılabilecek %20 enerji tasarrufu potansiyelinin önemli bir kısmı ise tüm işletmelerimizin %99’undan fazlasını oluşturan KOBİ’lerimizde gerçekleşebilir.
Ekonomik ve politik gücü giderek artan ülkemizin ulusal enerji ve verimlilik stratejilerini belirlerken; bir yandan yüksek büyüme trendini korurken, diğer yandan da yeşil ekonomiye geçişte insani, teknolojik ve endüstriyel alt yapının tüm paydaşlarının da aktif katılımı sağlanmalıdır.
Hep birlikte atılacak kararlı ve doğru adımlar, geleceğimiz için büyük önem taşıyan politik, ekonomik ve toplumsal dönüşümün temellerini oluşturacaktır.
Enerji tüketimi sorunun çözümü; binalarda yaşam ve hizmet kalitesinin, endüstriyel işletmelerde ise üretim standardı ve miktarının düşüşüne yol açmadan birim hizmet veya ürün miktarı başına enerji tüketimini azaltmaktır.
KOBİ’lerin üretim, ürün ve hizmetlerinde kalite ve verimliliği arttırmak, teknolojik düzeylerini yükseltmek, pazar paylarını büyütmek ve uluslar arası pazarlara açılmalarını sağlayabilmek için çalışmalar yapan KOSGEB; KOBİ’lerin dünya ekonomileri ile bütünleşip rekabet edebilmelerini ve AB’ne uyum sağlayabilmelerini kendine misyon edinmiştir.
Bu misyon doğrultusunda hizmet ve desteklerini sürdüren KOSGEB, 2010 yılında yürürlüğe konulan KOSGEB Destek Programları Yönetmeliği çerçevesinde hazırlanan Genel Destek Programı kapsamında yürütülen desteklerden birisini Enerji Verimliliğine ayırmış, işletmelerin bu kapsamda alacakları “Ön ve Detaylı Etüt”, “Verimlilik Artırıcı Proje için Danışmanlık” ve “Enerji Yöneticisi Eğitimi” için katlanacağı giderleri %50 destek oranı ile 30.000 TL’ye kadar desteklemeye başlamıştır.
Bununla da sınırlı kalmayan KOSGEB, Enerji Verimliliği Kanunu’nun verdiği görevler doğrultusunda ulusal ve uluslararası yükümlülüklerin yerine getirilmesi amacıyla yeni çalışmalar başlatmıştır.
Bu çerçevede; KOBİ’lerde enerji verimliliği çalışmalarının yaygınlaştırılması, israfının önlenmesi ve enerji maliyetlerinin KOBİ’ler ve ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi amacıyla Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) işbirliği ile “TÜRKİYE’DE KOBİLERDE ENERJİ VERİMLİLİĞİ PROJESİ: KOBİENVER” uygulamaya konulmuştur.
Bu proje ile enerji maliyetlerinin işletmeler üzerindeki baskısının azaltılmasına katkı sağlanması, KOBİ ölçeğindeki birçok işletme için önemli iş ve istihdam potansiyeli oluşturulması beklenmektedir. Ve aynı zamanda Türkiye ekonomisi üzerindeki enerji ithalatından kaynaklanan baskının düşürülmesi de projemizin hedefleri arasındadır.